|
İNSANIN TÜREYİŞİ (Tanıtım)
Metafiziğin Kafalardan Silinmesine Katkı[i] |
Mehmet Ragıp
|
|
|
|
İnsanın
Türeyişi / Charles Darwin
Çeviren: Öner Ünalan
Evrensel Basım Yayın, İstanbul, Ekim 2013, 251 sayfa.
Charles Darwin’in genel okuru ilgilendiren üç kitabı var: “Türlerin
Kökeni”, “İnsanın Türeyişi” ve “Seksüel (Eşeysel) Seçme”.
Darwin ve organik evrim kuramı üzerine değerli kitaplar yayınlayan
Evrensel Basım Yayın, Darwin’in doğal seçme veya en uygunların
kalımı teorisini ortaya koyduğu ve teoriye yöneltilen itirazları
yanıtladığı “Türlerin Kökeni”nin ardından, “İnsanın Türeyişi”ni
de Ekim 2013’te okuyucularına sundu.
“İnsanın Türeyişi” (1871), Darwin’in Türkçeye çevrilen
ilk kitabı. Kitabı, iç hastalıkları uzmanı Dr. Yavuz Erkoçak
Almancasından çevirmiş, Aralık 1968’de Sol Yayınları tarafından
basılmış. Evrensel Basım Yayın’ın Bilim Kitapları serisinden
çıkan kitap ise, Öner Ünalan’ın kitabın İngilizce aslından
yaptığı ve o zamanlar İlhan Erdost’un yönettiği Onur Yayınları
tarafından Haziran 1973’te basılan çeviri.[ii]
“İnsanın Türeyişi”nde Darwin’in amacı, organik evrim
teorisini insan soyuna uygulamak. Bunu yaparken, Darwin, insanın
bedensel ve zihinsel bakımdan öbür hayvanlarla evrimsel ilişkilerini
inceliyor. Ancak, bununla yetinmeyip, insanın türeyişini veya
soyunu açıklarken, bugünkü maymunların, daha doğrusu bütün
memelilerin türeyişini veya kökenini de açıklamaya çalışıyor.
Bununla da yetinmiyor, bütün omurgalı hayvanların kökenine
gidiyor ve orada da durmuyor, o kökenin de kökenine yöneliyor...
Çünkü, Darwin’e göre, bütün canlılar bir veya birden çok
ilkbiçimden türemiştir. Dolayısıyla, insan da öbür canlılarla
akrabadır, onlarla aynı kökenden gelmedir. Bu nedenle, Darwin’e göre,
insanın da öbür canlılarla birlikte ele alınması gerekir...
Darwin bu işi, doğal ki, çağındaki bilgilerin elverdiği ölçüde
başarıyor ve, belirtmek gerekir ki, “İnsanın Türeyişi”i yayınlanıncaya
kadar, konuyu Darwin gibi ele alan doğabilimci çıkmıyor.
|
|
Bir
Fransız gülmece dergisinin kapağı
(1870-80 arası) |
|
|
|
“İnsanın Türeyişi” yayınlanır yayınlanmaz
Darwin ve kitabı, kendinin de öngördüğü üzere, gerici ideolojik
ve politik saldırıların hedefi oluyor. Çizerler becerilerini, bıkıp
usanmadan Darwin’i maymun biçiminde çizerek gösteriyorlar. Çünkü
Darwin, “İnsanın Türeyişi”nde insanı da öbür canlılar gibi
ele alarak, yaratılış dogmasında insana bahşedilen tanrısallığı
ortadan kaldırıyor, kutsal kitaptaki yaratılış dogmasını baştan
aşağı yıkıyor... Darwin’i, yaratılış dogmasını ister
samimi olarak, ister başka amaçlarla savunan kişilerin gözünde
sevimsiz kılan, bu. Ve Darwin “sevimsiz” yüzünü herhalde en çok,
“İnsanın Türeyişi”nde gösteriyor.
Peki, Darwin ve organik evrim teorisiyle ilgili tartışmalar üzerine
kısaca ne söylenebilir? Darwin'in bilim tarihindeki yerini anlattığı
“Darwin Ne Yaptı?”[iii] adlı bir kitabı da olan çevirmen
Öner Ünalan, kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle söylüyor:
“Bilim çevrelerinde organik evrim teorisi tartışılıyor değil,
Darwin’in organik evrim teorisini göz önünde tutarsak, bu
teorinin doğruluğu kanıtlanmıştır. Ayrıca organik evrim teorisi
yeni bilgiler ışığında daha da geliştirilmiştir. Bugün
‘organik evrim teorisi yoktur’ desek yanlış söylemiş olmayız.
Çünkü evrim artık biyolojinin bir dalı olmuştur. Ama politik ve
ideolojik amaçlarla teori hala tartışılıyormuş, çürüklüğü
gösteriliyormuş gibi bir hava yaratılıyor. Organik evrim,
biyolojinin bir dalı olduktan sonra kim ne diyebilir? Bunun tartışılacak
bir yönü yoktur.”[iv]
“İnsanın Türeyişi”, metafizik kafalardan silinmesin
isteyenlere, birinci ağızdan sağlam bir yanıt. Okunması dileğiyle.
i Mehmet
Ragıp, "Metafiziğin Kafalardan Silinmesine Katkı", Aydınlık
Kitap (Aydınlık gazetesinin kitap eki), 20 Aralık 2013, sayı
93, s. 21. (Yazıyı, Mehmet Ragıp'ın izniyle aktarıyoruz.)
ii Öner Ünalan'ın
"İnsanın Türeyişi" çevirisiyle ilgili bilgi için buraya
tıklayınız.
iii Bkz.: Öner Ünalan, “Darwin Ne Yaptı”, Evrensel
Basım Yayın, İstanbul, Ekim 2012. (Kitapla ilgili bilgi için buraya
tıklayınız.)
iv Hayat (Evrensel gazetesinin Pazar eki), 15 Şubat 2009,
Pazar, s. 11. (Şöyleşiyi okumak için buraya
tıklayınız.)
|
|